Gen Terapisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

Gen Terapisi Nedir?

Gen Terapisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır? Rejeneratif tıbbın yıldızı olan gen ve hücre tedavisi, kronik ve dejeneratif hastalıklara sahip olan insanlara yeni mucizeler göstererek iyileşmeye dair umutlar sağlıyor. Bu yazıda ele alacağımız yöntem sayesinde, kök hücreler veya özel olarak programlanmış hücreler kullanılarak hasarlı doku ve organlar iyileştirilebilir, yenilenebilir ve dönüştürülebilir; gen ve hücre tedavileri ile yeniden canlandırılabilir.

Peki Gen Terapisi Nedir?

Son günlerde özellikle, uyarılmış pluripotent kök hücreler (iPSC’ler) üzerinde yapılan çalışmalar dikkat çekiyor. Bilim insanları, hastaların cilt hücrelerini kök hücrelere dönüştürdükten sonra gen ve hücre tedavisi sayesinde işlevsel kalp hücreleri elde etmeyi başardı.

Kök hücrelere dönüşen bu hücreler, hastaların kalbine yerleştirilerek kalp işlevlerini yeniden sağlıyor ve yaşam kalitesini artırıyor. Bu da gen ve hücre tedavisinin dikkat çeken gelişmeleri arasında yer alıyor.

Gen Terapisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır

Gen Terapisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

Gen ve hücre tedavisinde meydana gelen gelişmeler yalnızca bunlarla sınırlı değil. Son zamanlarda revaçta olan CAR T-hücre tedavisi, kanserle mücadelede devrim yaratmış bir immünoterapi yöntemi olarak dikkat çekmektedir. Hastaların kendi T hücrelerini genetik olarak modifiye ederek yapılan bu tedavi, özellikle lenfoma ve lösemi gibi kan kanserlerinde etkili olmuştur. Ancak bu tedavi yaklaşımının yalnızca kanserle sınırlı kalmayabileceği ve kalp hastalıkları gibi başka hastalıklarda da etkili olabileceği düşünülmektedir.

Penn Medicine’deki araştırmacılar, CAR T-hücre tedavisini kalp hastalıklarında kullanma potansiyelini araştırmışlardır. Kalp fibroblastları, kalbin yapısını sağlayan hücrelerdir, ancak aşırı aktif hale geldiklerinde kalp sertleşmesine ve işlev bozukluğuna yol açabilirler. Araştırmalar, aktif kardiyak fibroblastların çıkarılmasının kalp sertliğini azaltarak kalp fonksiyonlarını iyileştirebileceğini göstermektedir. Ancak, bu durumu doğrudan hedefleyen tedavi seçenekleri henüz geliştirilememiştir.

Bu bağlamda, araştırmacılar, CAR T-hücre tedavisini kullanarak fibroza neden olan aktif kardiyak fibroblastları hedef almayı denemişlerdir. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, genetik olarak modifiye edilmiş T hücreleri, kalpteki aktif fibroblastları başarıyla hedeflemiş ve fibrozu azaltarak kalp fonksiyonlarını iyileştirmiştir. İnsanlarda ise fibroblast aktivasyon proteini (FAP) adı verilen bir hücre yüzeyi proteini hedef olarak belirlenmiş ve FAP’ı tanıyacak şekilde programlanmış CAR T hücreleri, farelerde başarılı sonuçlar vermiştir.

Bu yazıyı da inceleyebilirsin:

Bu çalışmalar, CAR T-hücre tedavisinin kalp hastalıkları gibi yaygın sağlık sorunlarında da kullanılabileceğini göstermektedir. Ancak bu tedavinin güvenliği ve etkinliği konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtilmektedir. Sonuç olarak, CAR T-hücre tedavisi, gen ve hücre tedavilerinin sınırlarını genişleterek, tıpta yeni ufuklar açma potansiyeline sahiptir.

Gen terapisi ve Hücre Tedavisi Arasındaki Farklar Nelerdir?

Gen ve hücre tedavileri arasında belirgin farklılıklar bulunmaktadır. Hücre tedavisi, dejeneratif hastalıkların tedavisinde kullanılmakta ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatarak semptomları hafifletmektedir. Gen tedavisi ise genetik hastalıkların tedavisinde devrim niteliğindedir. Bu tedavi, hastalığa neden olan mutasyonları düzeltmek, terapötik genleri eklemek ve zararlı mutasyonları değiştirmek amacıyla kullanılmaktadır.

Hücre ve Gen Tedavisinin Tarihçesi

Gen ve hücre tedavisinin temelleri 1970’lerde Martine Cline tarafından atılmıştır. 1980’lerde Cline’in yaptığı gen transferi alanındaki çalışmalar, yüksek verimli gen transferini mümkün kılmıştır. İlk başarılı gen tedavisi 1982 yılında talasemi hastalığı için gerçekleştirilmiştir. Sonrasında ise, SCID hastalığında ADA geni taşıyan retrovirüs vektörü kullanılarak yapılan gen terapisi, iki çocuğun tedavi edilmesine olanak tanımıştır.

Gen Terapisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?

Gen tedavileri, esas olarak hastalıklı hücrelere sağlıklı genlerin aktarılmasını amaçlar. Ya da sorunlu genlerin hareketlerinin kısıtlanması ya da mümkünse engellenmesi üzerine kuruludur. Bahsettiğimiz işlemler, DNA’nın hücrelere girişini kolaylaştıran vektörler aracılığıyla gerçekleştirilir. Vektörler, DNA’yı hücrelere taşıyarak hastalığın tedavi edilmesini sağlar. Gen tedavilerinde kullanılan vektörler, viral ve viral olmayan olarak iki ana gruba ayrılır:

Viral vektörler olarak adenovirüs, adeno-assosiye virüs, herpes simpleks ve retrovirüsleri örnek gösterebiliriz. Bu vektörler, DNA’yı etkili bir şekilde hücrelere taşıma yeteneğine sahip olmalarına rağmen, bağışıklık sistemi tepkisi gibi yan etkilere yol açabilir. Viral olmayan vektörler ise fiziksel ve kimyasal olarak ikiye ayrılır. Fiziksel yöntemler mikroenjeksiyon, gen tabancası ve elektroporasyon gibi teknikleri içerirken, kimyasal yöntemler arasında lipozomlar bulunur.

Lipozomlar, DNA’yı hücrelere taşırken, onu enzimatik degradasyondan korur ve hücre çekirdeğine ulaşmasını sağlar. Bu tür viral olmayan vektörler, immünojenik olmadıkları, yapımı kolay olduğu ve endüstriyel ölçeklerde üretimlerinin daha basit olması nedeniyle genellikle tercih edilir. Gen tedavisinde kullanılan vektörlerin etkinliği, hedef hücrelere doğru gen dağılımını sağlama, yeterli protein üretimini başlatma ve minimal yan etkilere sahip olma özelliklerine bağlıdır.

Yazar


MyUNI Blog’da daha fazla şey keşfedin

Hemen bültenimize abone olarak yeni gelişmelerden ve bilgilerden haberdar olabilirsin!


Geleceğinizi MyUNI ile Şekillendirin!

MyUNI, farklı alanlarda uzmanlaşmak isteyen bireyler için hazırlanmış kapsamlı bir eğitim platformudur. MyUNI’nin sunduğu esnek öğrenme seçenekleriyle hedeflerinize daha hızlı ulaşabilirsiniz.

Eğitimde esnekliği benimseyin

Kendi hızınızda öğrenme imkânı sağlayın

Kesintisiz bir eğitim deneyimi yaşayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir